avatar

Abdüllâtif Kudsî Hz.

Yolumuzu Aydınlatanlar
Yolumuzu Aydınlatanlar
Episode • Apr 22, 2021 • 23m

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Abdüllatîf bin Abdurrahmân bin Ahmed bin Gânim el-Hazreci el-Ensârî el-Kudsî'dir. İbn-i Gânim ve İbn-i Benâne diye meşhur olan bir âilenin çocuğudur. 1384 (H.786) senesi Receb-i şerîf ayının yirmisinde Cumâ gecesi Kudüs'te doğdu. 1452 (H.856) senesi Rebîülevvel ayı başında Perşembe günü Evliyâ diyârı Bursa'da vefât etti. Kabri üzerine bir türbe yapıldı. Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin dergâhının olduğu ve defnedildiği bu muhît daha sonra bağlı bulunduğu tarîkat sebebiyle Zeynîler mahallesi adını aldı.

Abdüllâtif Kudsî önce Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Sonra babasından ve başkalarından sarf, nahiv, fıkıh, ferâiz, meânî, beyân ilimlerini okudu. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra Tasavvuf; ahlâk ve gönül ilmine meyledip bu zevk ile Şeyh Abdülazîz'in talebesi arasına katıldı. Kısa zamanda icâzet aldı ve irşâdla görevlendirildi.

Abdüllatîf Kudsî'nin oturduğu şehirde Mescid-i Aksâ'nın bulunması sebebiyle seyâhata çıkan ve hacca giden pekçok kimse buraya uğrardı. O bu fırsatı kaçırmaz gelip giden büyüklerden maddî manevî alışverişte bulunurdu. Horasandan kalkıp Kudüs'ü ziyâret edenlerden biri de büyük velî Zeyniyye yolunun önderi Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri idi. Abdüllatîf Kudsî önceden ismini duyduğu bu zât ile karşılaşınca, evine dâvet etti. Birkaç gün başbaşa sohbette bulundular. Abdüllatîf Kudsî onun sohbet ve mânevî ilimlerdeki derecesine hayran kalıp, gönülden bağlandı. Elinden geldiğince hizmet ve hürmet etti. Feyz ve bereketlerine kavuştu. Sonra Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri Hicaz'a gitmek üzere ayrılmak isteyince, Abdüllatîf Kudsî de, berâberinde bulunmak için, izin istedi. Fakat annesinin rahatsızlığı sebebiyle Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri müsâade etmedi. Hac dönüşü tekrar uğrayacağını ve kendisini beraberinde Horasan'a götürebileceğini vâd ederek, Kudüs'ten ayrıldı. Böylece Abdüllatîf-i Kûdsî'nin hayâtında yeni bir sayfa açıldı.

Hac dönüşü Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri Kudüs'e uğrayıp Abdüllatîf'i yanına aldı. Birlikte Horasan'a gittiler. Abdüllatîf mürşidinin (hocasının) terbiye ve tâlimi ile yetişip gösterdiği şekilde halvete, çileye girdi. Sonra Câm şehrine gidip evliyânın büyüklerinden Ahmed Nâmık-ı Câmî hazretlerinin türbesinde kırk gün nefis muhâsebesi ile uğraştı. Nefsini hesaba çekti ve olgunlaşıp kemâle geldi. Bunun üzerine Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri kendisine icâzetnâme, diploma verip insanlara hak yolu göstermek ve irşâdla vazîfelendirdi. Bunun üzerine Abdüllatîf Kudsî hazretleri, önce Şam'a, oradan Kudüs'e, sonra da Anadolu'ya geldi. Konya'dan geçerek Bursa'ya geldi. Konya'da iken burada medfun bulunan Celâleddîn-i Rûmî, Sadreddîn-i Konevî ve Şems-i Tebrîzî hazretlerinin kabirlerini ziyâret ederek, onlarla mânen görüştü ve halleriyle hallendi.